Büyük yetkili !
Yerde bıçakla açılmış yaraları yala, böyle ıslah görülmemiş olsun
Ağaçları sakin renklere boya, adımıza bin özürler dile
Müfteriye keskin gözle bak, eblehi dille bağla hüsn ile tokatla
Serde kuş ile çizilmiş pilanlar var, zerde sur diye dikilmiş duvarlar
Parçala ve bir leş tir büyük yetkili ; böyle isyan edilmemiş olsun
(Yüzleri kanla boyalı suçlular neden ölülere korna çaldınız
Sonra kör kızlara sağır çocuklara ağladığınız alnınızda hangi
grup pıhtılanıp yayılıyor böcekleniyor; safları siktiniz)
Sonra sonra
Çimenlerin ve esintinin bilmediğin dizleri vardır tanrım
Süzgün bir kaçak gibi dingin bir bıçak gibi orda
Senin görgün yivlerine tırmanır yapışır kopar
Rahimde bir ürperti göbekte bir göktür
Ben'in izdüşümünden bir tümseğe bir çukura bakmak
Senden iki çukura iki de tümseğe teğetler geçmek, onlara gülmektir tanrım
Orda birkaç kaos gizli gömülmüş, gizle mühürlü
An bekler ki tek rezonans bek’le fışkırsın!
Enlediğin kadar uzat sök tanrım
Bu silindirin alanı hep senden kopacak.
Süslerini işle ya da lisanını yeksan,
Ellerinle dürt, gemlerinle çek ; pek tavır almayacak..
Uyumsuzdan ışın derip yüzümüze saçmak
(E de bu hatana biz deriz ki simden mata göç)
Şurda üç beş sarhoş narla bölünmüş, gözle düğümlü
Dünden razı yumak olmuş bek’le hıçkırsın!
Noktala ve bitir, doğrula ve yedir
Bu emirden bir sil’indir ayılarına büyük ayılarına küçük
Gözlerinde köksüz sarmaşık; dilinde sessiz bir şarkı
Yüzü hiç ve hiç sana aşikar , aşikar olmayacak
Tüylerinde kuşlar tüylerinde kuşlar .. !
BESTE ARFİN KİRİLOĞLU
Stapleton Hall Rd. Çankale yüzonaltı
No comments:
Post a Comment