!
Duyduğum seslerin kulağım Neptün’den beynim Uranüs’e
saniyeler sonra geldiği alanda
Rüzgardan kanallarıyla köpüren davudi müsekkin gaile –
köprüler kurar, üre nesebi hasr eder
Avranosoğlu Cahil bin Allah’ın dokuzyüzdoksandokuz akisli
musikinin kanatsız kuşlarına kanlı süzgeçler bağladığı yanda
Posyeleli anası yel
süpüren ivedi mızıka ihale, orda – küpler sorar sanki, parra hesabı kesp eder.
Buhar suyla, toprak tozla, suyun buhar, toprağın toz olduğu
m'acun zamanda.
Yaradan lisanlarıyla
tüküren edebi teneffüs isale -
künkler serer belki, küre küreği nasp eder
Nereidkızı Zuhal Bint
Şeytan'ın altıyüzaltmışaltı matrisli şefakatin dokunulmaz tuşlarına bağıl
kanatlar çözdüğü meyanda
Mutedil babası manyel veren, vecd-i musakka havale, dipte
dipler sorar; der: ah ki nisa insanı
zerreder
14.yüzyılda, dağlara doğru bir mükafatmış gibi esmiş bir
rüzgar, belinde bir pala, kişileşmiş,
Hiyel tatbikatında şimdi, güya bir mükafatmış gibi size; bu
şiiri okumakta olan sizi sikiyor.
Şimdi Marsık bin Ateş
ile küllenmiş, uzviyetinizin derununa kuşsuz hassalar salıyor
Neyse kardeşi 17.
yüzyılda bir deniz savaşında esir düşmüştür, size dokunamamakla bin yaşıyor !
Korkudan düşüp kırılan bir bardak
Kırıkları sizin sükutunuza batıp havlinizi canlandırır
Kendi sathının darlığına küser havsalamı keserken
Sonra bir anda, bir yanda Uranüs ve uydusu Miranda
No comments:
Post a Comment